İklim değişikliğiyle mücadelede hayati öneme sahip olan mavi karbon ekosistemleri, Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsünde yürütülen bilimsel çalışmalarla gündeme taşındı.
İklim değişikliğiyle mücadelede hayati öneme sahip olan mavi karbon ekosistemleri, Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsünde yürütülen bilimsel çalışmalarla gündeme taşındı. TÜBİTAK 2221 “Konuk Bilim İnsanı Destekleme Programı” kapsamında EÜ’ye gelen, oşinografi ve radyokimya alanında uluslararası düzeyde tanınan Doğu Çin Normal Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Jinzhou Du, bir ay süreyle Nükleer Bilimler Enstitüsünde akademik faaliyetlerde bulundu. Çalışmalar, Enstitü öğretim üyesi Prof. Dr. Aysun Uğur Görgün’ün katkılarıyla yürütüldü.
Konuk bilim insanı Prof. Dr. Jinzhou Du ile tanışma sürecini aktaran Prof. Dr. Aysun Uğur Görgün, “Hocamızla ilk olarak geçtiğimiz yıl Çin’de düzenlenen uluslararası bir çalıştayda tanıştım. Konunun önemi ve hocamızın yetkinliği doğrultusunda kendisini üniversitemize davet ettim. Burada hem öğrencilerimizle bilgi paylaşımında bulundu hem de mavi karbon üzerine düzenlediğimiz çalıştay da yer aldı. Prof. Dr. Jinzhou Du çalışmalarını tamamen mavi karbon üzerine yoğunlaştırmış bir bilim insanı. Özgeçmişi son derece güçlü; örneğin 2014 yılında Şanghay’da Doğa Bilimleri Ödülünü almış bir isim. Bu alanda iş birliği içinde ilerlemeyi planlıyoruz” dedi.
“Mavi karbonun iklim üzerindeki etkisini ortaya koyuyoruz”
Mavi karbonun iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolüne dikkat çeken Prof. Dr. Görgün, “Deniz çayırları, tuzlu bataklıklar gibi ekosistemlerde tutulan karbon, uzun yıllar boyunca stabil kalabiliyor. Biz de bu alanlardan sediment karot örnekleri alarak, her bir santimetrede kurşun izotoplarını tayin ediyoruz. Bu sayede sedimentlerin yaşını belirliyor, aynı örneklerde yaptığımız karbon ölçümleriyle tarihsel karbon birikimini değerlendiriyoruz. Böylece nükleer tekniklerle mavi karbonun iklim üzerindeki etkisini bilimsel olarak ortaya koyuyoruz. Bu alandaki çalışmalarımız sadece bu çalıştayla sınırlı değil; aynı zamanda Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı destekli bir teknik iş birliği projesinin Türkiye sorumlusuyum. Bu proje, okyanus sağlığı kapsamında mavi karbonla ilgili standardizasyon ve optimizasyon çalışmaları yürütmeyi amaçlıyor. Çin-Türkiye arasında planladığımız ortak projelerle bu iş birliğini ileri taşımayı hedefliyoruz” diye konuştu.
“Mavi karbonun korunması geleceğe yapılacak yatırımlardan biri”
Mavi karbonla ilgili ulusal ve uluslararası veri eksikliğine de değinen Prof. Dr. Görgün, “Son 50 yılda bu habitatların yüzde 25-50’si arasında küçüldüğünü biliyoruz. Oysa deniz çayırları, mangrovlar ve tuzlu bataklıklar, okyanus alanlarının yalnızca yüzde 0,2’sini oluştursa da, küresel tortul karbonun yaklaşık yüzde 50’sini depoluyor. Bu alanların korunması ve restorasyonu, sadece karbonun tutulması açısından değil, sürdürülebilir yönetim politikalarının oluşturulmasına katkı sağlayacak kanıta dayalı veriler açısından da kritik. Nükleer tekniklerle karbonun çevresel döngüsünü izlemek, örneğin karbonun yeraltı sularıyla denizlere taşınımını analiz etmek de bu sürecin bir parçası. Bu kapsamda yürütülen her bilimsel çalışma, hem iklim değişikliğiyle mücadele hem de gelecek kuşaklar için yapılacak en büyük yatırım anlamına geliyor” dedi.
“Sürdürülebilir bir gelecek için Mavi Karbon”
Prof. Dr. Jinzhou Du ise “Kıyısal mavi karbon ekosistemleri, yani mangrovlar, tuzlu bataklıklar ve deniz çayırları, iklim değişikliğiyle mücadelede son derece kritik sistemlerdir. Bu ekosistemler, fotosentez yoluyla karbondioksiti organik maddeye dönüştürerek büyük miktarda karbonu uzun süreli olarak depolayabiliyor. Özellikle sulak alanlardaki karbon tutma oranları, karasal ve açık deniz ekosistemlerine kıyasla çok daha yüksek. Ayrıca, gelgitlerle taşınan inorganik karbonun miktarı göz önüne alındığında, bu alanların gerçek karbon tutma kapasitesi geleneksel tahminlerin çok ötesindedir. Mavi karbon sadece karbon yönetimi açısından değil; biyolojik çeşitliliğin korunması, su kalitesinin artırılması ve kıyı erozyonunun önlenmesi gibi pek çok ekosistem hizmetiyle de son derece değerlidir. Bu yüzden bu ekosistemleri korumak ve restore etmek, sürdürülebilir bir gelecek için yapılacak en önemli yatırımlardan biridir” dedi.
Ziyaret kapsamında “Mavi Karbon Ekosistemlerinde Radyonüklidlerin Kullanımı” başlıklı bir çalıştay düzenlendi. Prof. Dr. Jinzhou Du, nükleer tekniklerle karbon tutulumunun belirlenmesine yönelik bilgi ve deneyimlerini aktardı. Çalıştaya EÜ ÇEVMER, Düzce ve Akdeniz üniversitelerinden akademisyenler de katılım sağladı. Organizasyonu Prof. Dr. Aysun Uğur Görgün üstlendi. Deneysel sürece Nükleer Bilimler Enstitüsü Arş. Gör. Taha Furkan Gül eşlik etti. Etkinlik kapsamında Arş. Gör. Gül ve Prof. Dr. Du, mangan fiber sentezi ile radyum izotoplarının tutulmasına yönelik laboratuvar uygulamaları gerçekleştirdi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı